21 Mayıs 2018 Pazartesi

Kızıl Moskova: Arbat Ulitsa'dan Poklonnoya tepesine

On beş dakika yürüyüşün ardından tekrar Arbatskaya’dayım. Yol ikiye ayrılıyor, sağdan giden cadde Noviy Abrat (Yeni Abrat), diğeri ise Moskova’nın tarihi caddesi Arbat Ulitsa. Yayalara ayrılmış Arbat Ulitsaya Moskova’nın İstiklal Caddesi desek yanılmış olmayız.
Bu kente gelenler seyyar ressamların, sokak satıcılarının birbiri ardına dizildiği bu caddeyi gezmekten büyük keyif alıyor. Caddenin başına geldiğimde, nerden çıktığı belli olmayan diri rüzgâr lavanta kokularını getiriyor bana, bir buçuk kilometrelik caddenin sonunda ise Puşkin’in evi yer alıyor.

Arbat Ulitsa’yı bitirip sola saptığımda Stalin döneminde kentte inşa edilen yedi gökdelenden Dış İşleri Bakanlığı binası tüm heybetiyle karşımda yükseliyor. Noviy Abrat yönünde ilerlediğimde ise aynı dönemin bir diğer gökdeleni Ukraina Otelini selamlıyorum. Kievskaya’ya gelmişken sahilde bekleyen teknelerin birine atlayıp bir nehir turu yapmakta fayda var zira bu tur akşamları doyumsuz bir manzara vaat ediyor.

Bir sonraki durağım ise Luzhniki Stadyumu. Stadyum özel günlerinden birisini yaşıyor, dünyanın dört bir yanından gelmiş sporseverler dünya atletizm şampiyonasını izlemek için stadyumuna akın etmişler, etraf sanki karnaval alanı. Çevredekilerle biraz sohbet edip Luzhniki Stadyumun önünde bir hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra Nazım Hikmet’in mezarını ziyaret etmek için Novodevichy yönünde yola koyuluyorum.


Kısa bir yürüyüşün ardından Novodevichy’deyim; burası mezarlıktan çok bir müzeyi andırıyor. Gogol, Shostakovich, Yeltsin gibi birçok yazar, sanatçı, siyasetçinin son ikametgâhı olan buraya rehberli turlar düzenleniyor. Etrafı dolaşırken bir İngiliz rehberle karşılaşıyorum, Nazım’ın mezarını sorduğumda hemen yerini gösteriyor. Mezarın yanı başına bir Türk bayrağı koymuşlar, ülkesinden kilometrelerce uzakta vatan hasretiyle yaşama veda eden Nazım için yüreğim sızlıyor.


Novodevichy’ın ardından rotamı Moskova Üniversitesine çeviriyorum. Stalin’in yedi kız kardeşi olarak adlandırılan gökdelenlerden birisinde yer alan bu üniversite Rusya’nın en büyük eğitim kurumlarından birisi. Üniversiteyi nehre bağlayan bulvar yönünde ilerleyince Poklonnoya tepesine varıyorum, bu tepeden kente baktığımda sanki Moskova ayaklarımın altına seriliyor.

Hiç yorum yok: