27 Aralık 2015 Pazar
29 Ekim 2015 Perşembe
Anadolu yakası lezzet turu-1. bölüm
Bir
güne bir kahvaltıcı, iki lahmacuncu, bir steakhouse sığdırdım. İkisi iyi çıktı,
diğer ikisi beklentimi karşılamadı.
İstanbul’un nüfusu
on beş milyonu aştı, yoğun trafikte bir yerden bir yere gitmek zulüm. Avrupa yakasından
Anadolu’ya geçip dönmek için bir günü feda etmek gerekiyor.Tadı Damağımda
’da çıkan Çay Tarlasına uğramak istiyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum.
21 Temmuz 2015 Salı
Kışlık Saray'dan Letniy Sad'a: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (6/14)
Kışlık Saray’dan ayrılıp çevreyi dolaşmaya başladığımda Saray meydanın bir ucunda eski Rus kıyafetlerine bürünmüş sokak göstericileri turistlerle fotoğraf çektirirken diğer tarafta bir çingene minik bir ayıyı oynatıyor. Geçmişte bizde de olan sonraları yasaklanan bu tip bir gösteriyi burada görmek, pek beklediğim bir manzara değildi.
Saray Meydanı & Hermitaj: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (5/14)
Nevksy caddesi gezimin ardından Saray Meydanı’na ulaşıyorum. Rusların ilk savaş gemilerinin yapıldığı Donanma binasının (Admiralty) göğe yükselen neo-klasik altın kulesi kilometreler öteden görülebiliyor. Admiralty’nin bahçesinde kimi gençler satranç oynarken diğerleri gözlerini okudukları kitapların satırlarından ayırmıyor.
Nevsky Prospekt: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (4/14)
Sheremetev Sarayından yoluma devam ettiğimde Anichkov köprüsüne varıyorum. Köprünün kenarlarında insanoğlunun doğayı ehlileştirme çabasını anlatan dört at heykeli ilgi çekici. Saat yönünün ters yönünde heykellere baktığınızda at terbiyecisinin atı ehlileştirdiğine şahit oluyorsunuz. Köprünün diğer yakasındaki neo-barok Belozersky Sarayı Anichkov’a ayrı bir güzellik katıyor.
Etiketler:
Anickov köprüsü,
Anna Karenina,
Büyük Katerina,
Dom Knigi,
Grand Hotel Europe,
havyar,
Nevsky manastırı,
nt petersburg gezisi,
Yeliseev,
Невский проспект,
Санкт-Петербург
Rus Müzesi'nden Fontanka'ya: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (3/14)
Meydana ulaştığımda tüm görkemiyle Mikhailovsky sarayı yüzyıllara meydan okuyor. Neo-klasik müzenin önünde ise dünyaca ünlü Rus şair Puşkin’in bir heykeli yer alıyor.
II. Nicholas’ın emriyle Rus müzesine dönüştürülen bu saray, 12. yüzyıldan kalma paha biçilmez dini ikonlardan tutun Kandinsky, Malevich gibi avangard sanatçıların tablolarına kadar birçok eseri barındıran sanatsal zenginliklerle dolu bir hazine.
Kalinka Malinka eşliğinde Rus mutfağı: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (2/14)
İtalyanskaya caddesindeki Kalinka Malinka; yöresel yemekleri ve akşam düzenledikleri folklorik gösterilerle konuklarına keyifli saatler vaat ediyor. Duvarları tilki, ayı postlarıyla süslenmiş, rüstik dekore edilmiş mekândan içeriye girer girmez kendinizi bir Rus köy evinde hissediyorsunuz.
Kazan Katedrali'nden Voskresenia Khristova Kilisesi'ne: Kuzeyin Venedik’i Saint Petersburg (1/14)
Baltık denizi kıyısındaki Neva nehri üzerinde 42 adadan oluşan bir bataklığı bir şehre dönüştüreceğine Petro’dan başka kimse inanmadı. Ama bizim deli, Rusların ise dahi olarak sıfatlandırdığı Petro kanallarıyla Amsterdam ve Venedik’i anımsatan, mimarisiyle Paris’i kıskandıracak bir kent yapmakta ısrarcıydı ve şehir planlarını kendi elleriyle çizdi; kenti üç kere sel bastı ama yılmadı. Bir bataklığın üzerinde koskoca bir şehri yoktan var etti.
6 Haziran 2015 Cumartesi
Kuruçeşme’de yaza merhaba partisi
Yeme-içme platformu Zomato’nun düzenlediği yaza merhaba partisinde, boğaza
Kuruçeşme’den bakan Celebra’da dört mekân yemeklerini görücüye çıkardı.
Mekanist ile bundan
altı yıl önce internette gezinirken şans eseri tanıştım. Üyelerinin restoranlar
hakkında yorumlar yaptığı bu platforma hemen ısınıp bildiğim restoranları
ekleyip yorumlar yazmaya başladım. Kısa zamanda topladığım puanlarla guru olup
ilk gezgin-guru aktivesine katıldım.
20 Nisan 2015 Pazartesi
Cervantes’in sokağındaki Galiçyalı- Maceiras
İspanyolların yemek saatleri bizden farklı, öğlen yemeklerini 14.00’den sonra akşam yemeklerini ise 20.30’den sonra yiyorlar. Samimi tabernalarda tapa yemek Madrid’liler için bir gelenek. Cervantes’in Don Kişot’un ikinci cildini yazdığı evin bulunduğu Huertas sokaktaki Taberna Maceiras’a gittiğimde de benzer bir ambiyansla karşılaşmam beni şaşırtmadı.
Etiketler:
berberechos,
galiçya,
gastronomi,
lezzet,
Maceiras,
madrid,
pulpo,
racion,
tapas,
yemek
Mükemmellik ayrıntılarda gizlidir –Terrine
Günümüzün modern rafine mutfağını etkilemiş en önemli gastronomi akımı Nouvelle Cuisine'nin temelleri 1970'li yıllara kadar uzanmakta. Burjuva mutfağının (Cuisine Bourgeoise) krema-bazlı ağır soslarına bir tepki olarak doğan; hafif ve sağlıklı yemekler amaçlayan, sos kalınlaştırıcı olarak un yerine sebze pürelerini ve nişastayı tercih eden, yenilikçilik ile yaratıcılığı ön plana alan bir mutfak devrimi ‘Nouvelle Cuisine’.
Schwabing’de üniversite bölgesi yakınlarındaki mekânın Art Nouveau tarzında dizayn edilmiş yirmi kişilik sevimli salonundan içeri giriyorum. Güler yüzlü restoran personelinin sıcak karşılamasından sonra mönüye bir göz atıyorum. Deneyselliğin hâkim olduğu mönüdeki yemekleri Şef Jakob Stüttgen bizzat kendisi anlatıyor.
İstanbul’da burger turu
Seksenli yıllarda fast food zincirleriyle tanıştığımız hamburger ülkemizde çok popüler olmakla beraber gerçek Amerikan hamburgerini yapan mekânlar parmakla gösterilecek kadar azdı.
Son yıllarda rüzgârın yönü değişmeye başladı.
Son yıllarda rüzgârın yönü değişmeye başladı.
Hamburger turumdaki ilk durağım Burger Joint. İki sene önce Tadı Damağımda’da yer alan burgerci kalite çıtasını yükseltmiş. Geçmişte olduğu gibi etler Bebek Kasabı’ndan, hamburgere antrikot eklemişler ve döş oranı artırmışlar, hamburgerden lezzet fışkırıyor. İstanbul’da yediğim hamburgerler arasında gerçek Amerikan hamburgerine en yakın lezzet diyebilirim.
Etiketler:
burger,
Burger joint,
hamburger,
lezzet,
Shake Shack,
yemek
Adana kebabı yozlaşıyor mu?
İstanbul’da yüzlerce Adana kebapçısı var ama bu kebabı hakkıyla yapanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Çoğu kebapçıya satırla kıyma yapmak zor geliyor, kuyruk yağı kokuyor diye kebaplarına koymuyorlar, Adana kebaptan çok, makine kıymasından adana görünümlü köfteler dört bir yanı sardı.
Günümüz İstanbul’unda iyi bir Adana kebapçısını bulmak kolay değil. Karagümrük’teki Emin Usta Avrupa yakasında bu işi en iyi yapanlardan, Kurtuluş’taki Adana Ocak başı ise eski formundan uzak, son gittiğimde kebapları 50% satır, 50% makine kıymayla yapıyorlardı. Umarım eski günlerine en yakın zamanda eski günlerine dönerler.
30 Mart 2015 Pazartesi
Meraklı aşçının mutfak serüvenleri–1
Karagümrük sokaklarında gizlenmiş kebap cenneti
Tezgâhta dürüm satarak işe başlayan, kebaplarının lezzeti dilden dile dolanınca Karagümrük’te bir dükkan açan Emin Usta özünden uzaklaşmadan kebap yapan ender adreslerden. Salaş bir mekân olmasına karşın dükkânın duvarları İbrahim Tatlıses gibi ünlülerin fotoğraflarıyla bezenmiş.
Etiketler:
adana kebap,
ciğer,
emin usta,
emin usta karagümrük,
karagümrük,
kebabçı,
kuzu şiş,
lezzet,
yemek
İstinye’nin yeni Japonu: Yada Sushi
Yada Sushi suşiye önyargılı birçok kişinin bu lezzete merhaba diyebileceği bir adres
Açılalı bir sene olmasına karşın adından söz ettirmeye başlayan bir suşici Yada. Suşileri beklerken edamame (buharda pişen soya fasulyesi) atıştırmak keyifli. Mitsia ebinde kullandıkları karides dondurulmuş değil, biraz yağlı ama baharat severler için güzel bir alternatif.
Etiketler:
İstinye,
japon mutfağı,
suşi,
Yada Sushi
Paris’ten iki bistro
Le Baratin ve La Cerisaie Paris’in dokusunu hissedebileceğiniz iki gerçek bistro.
Yurtdışına gittiğimde ziyaret edeceğim restoranların seçimine özen gösteriyorum zira Tripadvisor, Zagat’ta kullanıcılardan çok yüksek puan alan restoranlarda hayal kırıklığı yaşanabiliyor. Bazı mütevazı mekânlar ise çok güzel yemekler yapsalar da salaş olduklarından Michelin’de yer almayabiliyorlar. Le Baratin’de böyle bir restoran.
15 Mart 2015 Pazar
Selimpaşa’da deniz ürünleri resitali
Sofram Balık seçici damakları renkli ve lezzetli bir yolculuğa çıkartıyor.
Bir sonbahar günü İstanbul’dan kent merkezinden biraz uzaklaşıp Selimpaşa’ya doğru yola koyuluyorum. Bu şirin liman semtini ziyaret amacım deniz ürünlerinde uzmanlaşmış bir restoran: Sofram Balık. İşinin hakkını veren, işini severek yapan bir balıkçı burası. Mönüdeki kabuklular Çanakkale Enes’den, balıklar ise Marmara’dan taptaze, en fazla bir gün bekletiliyor.
Etiketler:
balık,
meze,
Selimpaşa,
Sofram Balık,
yengeç
Beşiktaş’ın yeni kahvecisi: Cup Third Wave Ccooffee
Beşiktaş Şair Nedim Caddesi'ndeki Corvus Bite’nin içinde yer alan mekân yaptığı birbirinden ilginç kahvelerle dikkat çekiyor.
Habeşistanlı çobanlarca keşfedilen, Yemen’de ünlenen, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonrası İstanbul’a getirtilen kahve baş döndürücü kokusu ve lezzetiyle damaklarımızı şenlendiriyor. Kahvenin anavatanı Brezilya olduğu inancının aksine kahve kelimesi kaynağı Habeşistan’ın Kaffa şehri. Coffea Arabica ve Coffea Rubosta türleri olan kahve bitkisi yetiştiği iklim, topraktan aldığı mineraller; farklı coğrafyalarda farklı lezzetlerle ortaya çıkarak tiryakilerini büyülüyor.
Meraklı aşçının mutfak serüvenleri–1
İçkilerin kadehdeki dansı: Kokteyl
Levent Avantgarde Otel’deki kokteyl atölyesi kendi kokteyllerini yapmak isteyenler için keyifli bir aktivite.
Kimya mühendisi olmanın alışkanlığıyla farklı karışımlar yaparak değişik lezzetler yaratmak hep ilgimi çekmişti. 2000’lerin başında Vefa Zat’ın kokteyl rehberini alıp evde derme çatma bir kapla çeşitli formulasyonlar deneyip lezzet keşifleri yaptığım günler sanki dün gibi.
7 Mart 2015 Cumartesi
Milano izlenimleri
Kısa Milano gezimde makul fiyata güzel yemek yenilecek birkaç mekânla karşılaştım.
Milano diğer İtalyan kentlerine kıyasla turizm açısından pek zengin bir kent değil. Gezilip görülecek yerler bir elin parmaklarını geçmiyor: Duomo kilisesi, Vittorio Emanuele Galerisi, La Scala, Sforzesco, Santa Maria delle Grazie. Turizmden çok sanayi şehri olan Milano’da hayatta bir o kadar pahalı.
Edirne’de köfte, ciğer keyfi
Edirne ciğeri ile ünlü olsa da Selimiye Camii’nin karşısındaki Park Köftecisi Osman Edirne’ye yolu düşenlerin mutlaka uğraması gereken bir lezzet durağı. Köfteciden içeri girdiğimde salaş bir salon beni karşılıyor, siparişimi verdikten kısa bir süre sonra köfteler servis ediliyor.
Mükemmellik ayrıntılarda gizlidir –Terrine
Günümüzün modern rafine mutfağını etkilemiş en önemli gastronomi akımı Nouvelle Cuisine'nin temelleri 1970'li yıllara kadar uzanmakta. Burjuva mutfağının (Cuisine Bourgeoise) krema-bazlı ağır soslarına bir tepki olarak doğan; hafif ve sağlıklı yemekler amaçlayan, sos kalınlaştırıcı olarak un yerine sebze pürelerini ve nişastayı tercih eden, yenilikçilik ile yaratıcılığı ön plana alan bir mutfak devrimi ‘Nouvelle Cuisine’.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)