Edirne ciğeri ile ünlü olsa da Selimiye Camii’nin karşısındaki Park Köftecisi Osman Edirne’ye yolu düşenlerin mutlaka uğraması gereken bir lezzet durağı. Köfteciden içeri girdiğimde salaş bir salon beni karşılıyor, siparişimi verdikten kısa bir süre sonra köfteler servis ediliyor.
Dana etinden hazırlanan köfteler el ile yoğrulup, kömür ateşinde pişiriliyor. İçi pembe olan köfteler bağımlılık yaratacak cinsten. Tombul köfte olarak da bilinen bu köfteyi Sirkeci’de Namlı ve Filibe köftecileri gibi köfteciler yapsalar da, Köfteci Osman’ın lezzetini en çok yaklaşan Beşiktaş’taki Kırkpınar Köftecisi, o da Edirne’deki lezzetin bir gömlek aşağısı. Köftenin yanında sunulan ekmek taze ve lezzetli, salça ise vasat daha iyisi için Zeytinburnu’ndaki Merkez Efendi Köftecisine gitmek lazım. Enfes köftelerden sonra meşhur Edirne ciğerini tatmak için yola koyuluyorum.
Edirne merkezde nerdeyse metrekare başına bir ciğerci düşüyor ama gerçek Edirne ciğerini yemek istiyorsanız, çarşıdan biraz uzaklaşıp Osmaniye caddesindeki Ciğerci Kazım’ın mütevazı dükkânı ziyaret etmelisiniz.
Edirne’de yüz seneyi aşkın zamandır dana ciğer ince kesilip una bulanıp kızgın ayçiçeği yağında kızartılıyor. Bu geleneği en iyi şekilde sürdüren Ciğerci Kazım’da sipariş ettiğim yanında kurutulmuş acı biberle sunulan ciğer oldukça taze, sinirsiz, ağızda eriyor. Ciğerden hoşlanmayanlarına bile ciğeri sevdirecek damak çatlatan lezzet.
Yemeği tatlı ile sonlandırmak isteyenler için Eski Camii’nin karşısındaki Keçecizade güzel bir alternatif. Badem ezmeleri, lokumlar gibi tatların arasında en dikkat çekicisi bademli bir un kurabiyesi olan Kavala kurabiyesi. İster yanınıza alıp İstanbul’da sevdiklerinizle paylaşın ya da Meriç kıyısına gidip çay eşliğinde kurabiyelerin keyfine varın, karar sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder