Floransa’nın tarihi aslında biraz da Floransalı ailelerin tarihi; Floransa’yı anlamak için sanata destek veren bu soylu aileleri de anlamak gerekiyor zira bu şehirde gördüğünüz birçok saray, köprü bu ailelerin kendileri için yaptırdıkları eserler. Mediciler başta olmak üzere, Lorena, Pitti, Savoy aileleri geçmişte kentin siyaset, kültür-sanat hayatına yön vermişler.
Mediciler rönensans mimarı sanatçıların hamiliğini yaparken, değişim ve devrimden yana olan sanatçılara atölyeler açıp onları desteklemişler. Dünya yuvarlak dediği için kilise tarafından aforoz edilen Galileo da onların korumasındaydı, Da Vinci de Michelangelo da aklın ve bilimin önderliğinde Avrupa’nın ortasında Rönesansı inşa ediyorlardı. Bugünkü Floransa Donatteli, Baricello, Da Vinci, Michelangelo elinden böyle bir ortamda inşa edildi. Aileler arasına yoğun çekişmeler de yaşanmış, hatta bu çekişmeler çatışmalara dönüşüp bazı suikastler de işlenmiş. Pitti’ler Floransa’nın altın çağının mimarı muhteşem lakabı Lorenzo Medici’yi Duomo’da öldürmek için bir katil tutmuşlar. Suikast sonrası da katili İstanbul’a kaçırtmışlar, dönemin Osmanlı padişahı II Beyazıd devletlerarası bir krizi önlemek için suikastçıyı Floransa’ya iade etmiş.
San Lorenzo pazarındaki giysi ve hediyelik eşya satan tezgâhlarının arasından Medici ailesinden birçok üyenin son ikametgâhı olan San Lorenzo kilisesine varıyorum. Gösterişsiz dış cephesinin aksine içinde mimarı şaheserleri barındıran bir adres burası. Medicilerin lahitlerinin yer aldığı Cappelle Medicee ve Michelangelo’nın yedi heykelini yapmak için on dört yılını harcadığı Sagrestia Nouva kilisenin hayranlık uyandırıcı bölümlerinden.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Floransa’da güzellik ve sanat sadece zenginlerin bir uğraşı değil aksine tüm halka yayılmış durumda, böyle bir sanat ortamında beslenen kentin pek çok modacı ve sanatçıyı dünyaya sunması sürpriz olmuyor. Rönesans mirasının koruyucusu ve eşsiz bir geleneğin varisi olan kent halkının gururlandığı, yabancı ziyaretçilerin de büyülendiği bir açıkhava müzesi burası. San Lorenzo’dan beş dakikalık bir yürüyüşle Galleria dell' Accademia’ya ulaşıyorum.
Floransa’da Michelangelo’nun pek çok başyapıtı var ama bunlardan biri sanatla ilgilenen ilgilenmeyen Michelangelo’yu tanıyan tanımayan hemen herkesin bildiği bir başyapıt: Davut. Michelangelo henüz otuz yaşında genç bir sanatçıyken yaptığı; Davut’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgeleyen bu eser rönesans heykel sanatçılığının eriştiği son nokta olarak kabul edilmekte. Floransa’da birkaç yerde kopyaları olan Davut heykelinin orijinali Galleria dell' Accademia’da sergileniyor.
Galleria dell'Accademia hemen yanındaki üç tarafı zarif revaklarla kaplı Piazza della Santissima Annunziata’nın avlusunda biraz dinlendikten sonra Floransa’da masraflarını Medicini’lerin karşılamadığı ender kiliselerden olan Santa Maria Novella’ya doğru yola koyuluyorum.
2 yorum:
Yorum Gönder