Eski Şehir meydanından Parizska sokağına sapıp Yahudi bölgesi Josefov’a ulaşıyorum. Lüks mağazaların sıralandığı Parizska Paris’in hoş butiklerle dolu ağaçlık bulvarlarını anımsatmakta.
Prag’ın tarih kokan sokaklarını arşınlarken karnımın zil çaldığını fark ediyorum. Öğlen yemeği için Josefov bölgesindeki La Degustation Bohem’e uğruyorum. Restoranın mönüsü her gün revize ediliyor. Öğlen mönüsünde yemekler 120 CZK (6 Euro), akşamları ise 40 Euro’ya dört çeşit yemek mümkün. Akşamları mekân dolu olduğundan önceden rezervasyon yaptırmak şart. Fiyatlar uygun gibi gözükse de yemeklerin küçük porsiyonlarda sunulduğu unutulmamalı, La Degustation‘da amaç doymaktan çok tatmak.
Yemekten önce tadım hoşluğu ‘amuse bouche’ olarak ikram edilen crispy ekmek arasında beef tartar oldukça lezzetli. Başlangıç olarak sipariş ettiğim çeşitli otlar, irmik ve tereyağı ile hazırlanan püreli salyangoz güzel bir başlangıç yemeği; portakallı kereviz çorbası ise beklentimin biraz altında kaldı.
Yemekleri beklerken salonun bitişiğindeki açık mutfaktan yemeklerin yapılışını izlemek keyif verici. Şef hazırladığı yemekleri sunarken yemek hakkında bilgiler vererek misafirleri gastronomik bir yolculuğa çıkarıyor.
Minik porsiyonlarda iki ana yemek ısmarlıyorum. İlki trüf sosu ile hazırlanmış ev yapımı makarna tam bir başyapıt, ikincisinde ise şef bifteği Dijon dondurması ile eşleştirerek yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. Yemeği hafif ama lezzetli bir tatlı olan tropikal meyveli krem brüle ile sonlandırıyorum.
Yemeklerin kalitesi ve kusursuz servis göz önüne alındığında La Degustation’un neden Michelin rehberinde tavsiye edildiğini anlamak zor olmuyor. Mekândan ayrılırken restoran müdürü Tomas'ın misafirlerini içinde minik kek olan hediye paketleriyle uğurlaması takdire şayan, yakında bir Michelin yıldızı alırlarsa sürpriz olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder