30 Ağustos 2024 Cuma

Victor Emmanuel Meydanı'ndan Aşk Çeşmesi'ne- Medeniyetini tarihinden alan kent-Roma (1/10)

Zarif rönesans pallazo’ları, şatafatlı barok kiliseleri, heybetli meydanları, hayranlık uyandıran çeşmeleriyle medeniyetini tarihinden alan görkemli bir kent Roma.
Kışın yavaş yavaş veda edip; haftalarca yağan yağmurların kendini ılık bir güneşe teslim ettiği bir bahar günü Roma’dayım. Victor Emmanuel II Meydanı’ndan kentin güzelliklerini seyre başlıyorum. İtalyan birliğinin mimarı Vittorio Emanuele’e adanmış devasa anıt; göz kamaştırıcı beyazlığıyla karşımda yükseliyor. Geçmişte, çevresindeki yapılarla mimari uyumsuzluk içinde olduğundan epeyce eleştiri almış olan bu meydan günümüzde kente gelen turistlerin gözdesi.
 
           Meydanın hemen yanında bir dönem Venedik Cumhuriyeti’nin elçiliği olan Palazzo Venezia yer alıyor. Bu sarayın balkonunun Mussolini’nin İtalyan halkına seslenerek İngiltere ve Fransa’ya savaş ilan ettiği yer olması gibi kötü bir ünü var.
          Roma da İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuş. Victor Emmanuel II meydanından Tevere nehrine doğru yönelip Michelangelo’nun yaptığı Cordonata merdivenleriyle Piazza del Capitolino’ya ulaşıyorum. Caesar’ın suikaste kurban gittiği bu bölgenin her köşesinde geçmişin görkemli izleriyle karşılaşmak mümkün. Eski kent merkezinin olduğu bu tepe günümüzde kullanılan kapital kelimesinin isim babası.
 Rönesans Campidoglio Meydanı’ndaki Musei Capitolini antik Roma kazılarından çıkartılan kapsamlı bir koleksiyona sahip. Koleksiyonun en dikkat çekici parçası Roma’nın efsanevi kurucuları Romulus ile Remus’u betimleyen Capitolino dişi kurt simgesi, müzenin ikinci katında ise Caravaggio’nun resimleri sergilenmekte. Capitolino tepesinden aşağıya baktığımda; antik kentin ticari-siyasi merkezi forum; devasa kemerleri, tek başına kalmış sütunları, yıkıntıya dönüşmüş taşları ile kimsesiz kalmış gibi.
           Cordonata merdivenlerinin yanında sade görünümlü bir merdiven daha var.  Geçmişte, yüz yirmi dört basamaklı Ara Coeli’nden Santa Maria in Aracoeli kilisesine dizlerinin üstünde çıkanların günahlarının affedildiğine inanılırmış. Ara Coeli’nin dik basamaklarını çıkması zor olsa da, mükâfatı büyük:  Eşsiz bir Roma manzarası ayaklarımın altında. Hemen yanımdaki Santa Maria in Aracoeli kentin diğer barok kiliseleri ile kıyaslandığında sade olmasına karşın İnebahtı Savaşı anısına dekore edilmiş olan tavanı görülmeye değer.
              
Capitolino tepesinden inip Piazza Venezia’yı Piazza del Popolo’ya bağlayan 1.5 km uzunluğundaki Via del Corso boyunca ilerliyorum. Eğlence meraklısı Venedikli Papa’nın at yarışları için yaptırdığı bu dar cadde yüzyıllarca törenlere, karnavallara, yarışmalara sahne olmuş. Roma’nın akşam gezintisi passeggiata’nın ana güzergâhı olan Via del Corso’ye açılan ara sokakların her biri şık butikler, kafeler ile süslenmiş. Via del Corso’den Piazza del Popolo yönünde giderken sağımda Trevi çeşmesi ve İspanyol merdiveni, solumda ise Pantheon ve Navona Meydanı kalıyor. Roma sokaklarında dolaşırken pek çok sanata aynı anda tanıklık ediyorsunuz. Bir sanat eserinin içinde gezdiğinizi fark etmemenize imkân yok. Bir tarafta rönesansın mağrur duruşu, diğer yanda barok mimarinin gösterişli neşesi kentin dört bir yanını sarmış.
             Via Corso’dan sağa sapıp Nicola Salvi’nin barok fantezisi Trevi çeşmesine varıyorum. Burası Roma’yı ziyaret eden Türklerin en çok sevdikleri mekân; zira, bizden başka hiçbir millet burayı aşk çeşmesi olarak adlandırılıyor. 18. yüzyılda yapılan çeşmenin teatral tasarımı var. Çeşmenin ortasında iki kanatlı denizatının çektiği bir deniz kabuğuna binmiş Neptün figürü yer alıyor. Şaha kalkmış at denizin hırçınlığını, sakin olan ise dinginliğini simgeliyor. Roma’nın bu en güzel çeşmesi, birçok filme de konu olmuş. Artık Fellini’nin La Dolca Vita filmindeki gibi aşıklar çeşmenin içinde oynaşmıyor ama bu romantik çeşmenin karşısına geçip aşklarını tazeliyorlar.
            
Roma’ya tekrar gelmek isteyen gezginler ise sağ elleriyle sol omuzların üstünden çeşmeye para atıyorlar. Çeşmeye atılan para haftada 10 000 Euro’yu buluyor. Bu paralar ne mi oluyor? Son yıllarda birkaç hırsızlık teşebbüsü olduysa da; bu para belediye tarafından toplanıp ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtan bir kuruma veriliyor.

Hiç yorum yok: