Manhattan’ın ana caddesi 5th Avenue boyunca inci
gibi dizilen dünyaca ünlü butiklerin vitrinlerine bir göz attıktan sonra Times
Square’e doğru yola koyuluyorum. New York’un dünyaca ünlü kavşağındaki 25 katlı
dev kule neon cümbüşü Broadway ışıkları arasından göğe yükseliyor. Meydanın
dört bir yanına yerleştirilmiş reklam panolarında reklamlar akıp gidiyor. Caddedeki
turistler elektronik haber ekranında gündemi takip edip sohbetlerini
koyulaştırırken, piyasanın nabzını tutanların gözü ise Nasdaq binasındaki ekranda.
30 Mart 2018 Cuma
Empire State: Gökdelenler diyarı Manhattan-12
19. yüzyıl sonunda asansörlerin keşfi ve çelik
konstrüksiyonların gelişimi gökdelenlerin inşasına olanak sağlamış, toprağın
pahalı olduğu Chicago ve New York City gibi kentlerde devasa yapılar birbiri
ardına yükselmeye başlamış. Gökdelenlerin
gölgesi sokakları karartmasın diye gökdelenlerin üst katlarına kademelendirme
zorunluluğu getirilince Amerikalılar düğün pastası mimarili gökdelenlerle
donatmışlar kentin dört bir yanını. ABD’de yüksekliği 153 metre (500 ft ) ve üzeri olan binalar gökdelen olarak kabul ediliyor. Bir gökdelenler kentindeyim. NYC’de 153 üzerinde iki yüz sekiz bina var, bunların çoğu Midtown ve Lower Manhattan’a kümelenmiş durumda. Gökdelenlerden biri hiç kuşkusuz sadece Manhattan’ın değil tüm dünyanın en ünlüsü: Empire State.
Chelsea'den Herald Square’e: Gökdelenler diyarı Manhattan-11
23. cadde boyunca ilerleyerek Chelsea’ye varıyorum.
Birçok edebiyatçı ve sanatçıya ev sahipliği yapmış Chelsea Hotel kent tarihinin
önemli bir kilometre taşı. Sınırsız özgürlüklerin yaşandığı enterasan bir kent
New York. Kentin sokaklarında bira içmek yasakken Chelsea sokaklarında
uyuşturucu içip volta atanlara aldıran yok!
Madison Square’de alışveriş ve pizza molası: Gökdelenler diyarı Manhattan-10
Greenmarket’ten Broadway boyunca ilerleyerek Madison
Square’e ulaşıyorum. Meydandaki Flatiron Building nam-ı diğer ütü bina göz
kamaştırıyor. İnşasından sonra birçok kişinin yıkılacağı düşündüğü Flatiron
tuhaf mimarisiyle 23. caddedeki şiddetli rüzgârların kaynağı olmuş. Rüzgârdan ne çıkar demeyin zira işin matrak bir
tarafı var. Caddeden geçen hanımların eteklerini uçuşturan bu muzur rüzgâr halkta
kargaşaya neden olmuş, 23 skidoo deyimi hala
esprilere konu olmakta.
Madison Square üzerinden yükselen MetLife Tower (Metropolitan
Life Insurance Company Building) altın piramit çatısı ile kentin gece
siluetinin belirgin bir öğesi. Venedik St Mark Çan kulesinden esinlenerek yapılan
bu göz alıcı saat kulesi sönmeyen ışığıyla, şirketin sembolü olmuş. MetLife Tower’ın çaprazında ise zarif One
Madison Park binası yer almakta. İngiltere’deki Salisbury katedrali’nden
esinlenerek inşa edilen New York Life Insurance Company Building de meydandaki
bir diğer ilgi çekici yapı. Bir meydanda iki sigorta şirketi gökdeleni, sigorta
şirketleri ABD’de iyi para kazanıyor olsa gerek!
22 Mart 2018 Perşembe
Soho'dan Greenmarket'e: Gökdelenler diyarı Manhattan-9
Yemeğin ardından Soho’yu turlamaya başlıyorum. Houston
caddesinin güneyinde kalan bu semti kent halkı kısaca bu Soho (South of
Houston) diye adlandırıyor. Village’ın ticarileşmesinden sonra kiralarını
karşılayamayan sanatçılar Soho’nun terk edilmiş tavan aralarını mesken
bellemişler. Şık butiklerin, sanat galerilerinin sıralandığı Soho sokaklarında
bohem tavrın kültürel ayak sesleri hâlâ yankılanmakta.
Village'de bir öğlen: Gökdelenler diyarı Manhattan-8
Ertesi gün gezime Greenwich Village ile başlıyorum; I. Dünya savaşından sonra sanatçıların
mesken tuttuğu, bohemliğiyle ünlü bu semt New York’un karmaşasından uzak kalmış
bir sığınak gibi. Kent halkı buraya kısaca Village diyor. Sıralı güzel evler,
yemyeşil avlular ve gizli sokakların yer aldığı Village geçmişte caz
müzisyenlerine, Bob Dylan gibi pop idollerine ev sahipliği yapmış.
Lower East Side’dan East Village: Gökdelenler diyarı Manhattan-7
Little Italy gezintisinin ardından
Orta Avrupa göçmenlerinin meskeni Lower East Side’a yöneliyorum. Demir merdivenli
evlerin süslediği Orchard Street bölgenin en işlek caddelerinden. Adını De
Lance’in bahçesindeki orkidelerden alan Orchart caddesindeki ucuz eşya satan dükkânları,
meşhur turşucu Guss Pickles, Ludlow Street ve Avrupa’dan gelen Yahudilerin ilk
ibadethanelerinden Eldridge sinagogu bu semtin ilgi çekici adreslerinden sadece
bir kaçı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)