Tuna’nın geçtiği
birçok kent var ama bunların hiçbiri Tuna’nın güzelliğini Budapeşte gibi
yansıtmıyor. Nükleer enerji kullanan Macaristan’da enerji ucuz. Hava kararmaya
başlayınca Tuna kıyısı mükemmel bir şekilde aydınlatılıyor. Karşımda Zincir Köprü, sağımda Buda Kalesi
solumda Parlamento binası, Budapeşte
akşamları doyumsuz manzara vaat ediyor.
Tekneden inip nehir
yönünde kısa bir yürüyüş yaparak Zincir Köprü ’ye varıyorum. Yayalara açık olan
bu köprüde dolaşmak apayrı bir keyif. Köprünün hemen yanında Londra Kraliyet
Borsasının kuruluşunda başrol oynayan Gresham’dan adını alan güzel bir meydan
yer alıyor.
Macarlar bilimde
birçok yeniliklere öncülük etmiş. Macar bilim insanları fizikten kimyaya,
ilaçtan edebiyata toplam 13 kez Nobel ödülüne layık görülmüşler. Macar halkı da
Budapeşte’nin en güzel yerlerinden birisi olan Roosevelt Meydanına bir bilimler
akademisi yaparak bu başarılarını taçlandırmışlar.
Bilimler akademisinin
önündeki Newton, Dekart heykellerini selamlayarak Parlamento Binasına doğru
yola koyuluyorum. Üç sene önce geldiğimde caddelerinin bazıları şantiye alanı
gibiydi, durum pek değişmemiş. Parlamento çevresi dâhil birçok yerde halen yol
yapım çalışmalarını sürmesi şaşırtıcı. Londra’daki parlamento
binasını anımsatan mimarisiyle Macar Parlamento Binasının biraz ilerisinde
Kossuth Lajos yer alıyor. Bağımsızlık için Habsburglara karşı kahramanca
savaşmış Kossuth Lajos’a adanmış bu meydanın dört bir yanı görkemli evlerle
bezenmiş. Neoklasik mimariye sahip Etnografya müzesi de meydandaki görülmeye
değer bir adres.
Kossuth Lajos’yi
Parlamento’ya bağlayan dar sokakların birinden hoş bir bistro ile
karşılaşıyorum. Hungarikum bisztro eğlence öncesi kent halkının bir şeyler atıştırmak
için uğradığı bir mekân. Ortam sıcak olsa da yemeklerin lezzeti ortalama. Bu
durum Macarlar için çok önemli değil zira Hungarikum bisztro ve etraftaki mekânlarda
yapılan ısınma turlarından sonra gençler kentin popüler kulübü Ötkert’te
sabahın ilk ışıklarına kadar eğleniyorlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder