Tuna’nın geçtiği birçok kent var ama hiçbiri bu
nehrin güzelliğini Budapeşte kadar yansıtmıyor. Hava kararmaya başlayınca Tuna
nehri kenarı mükemmel bir şekilde aydınlatılıyor. Budapeşte akşamları doyumsuz
bir manzara vaat ediyor.
Soğukların
kendini hissettirmeye başladığı bir sonbahar günü Tuna'nın kraliçesi
Budapeşte’deyim. Tuna’nın Buda ve Peşte olarak ikiye ayırdığı bu güzel kenti
keşfime Buda yakasından başlıyorum.
Yaklaşık yüz elli yıl Osmanlı egemenliğinde
kalan bu topraklardaki ilk durağım Macar Kralların taç giydikleri Matyas
Kilisesi; 15. Yüzyılda yeniden inşa edilen bu görkemli katedral Osmanlı
döneminde cami olarak faaliyet göstermiş.