Dostoyevski müzesinden sonra
Vladimirskaya kilisesini selamlayıp Fontanka nehrine varıyorum. Petersburg bir
kanallar ve köprüler şehri, 42 ada üzerine kurulu şehirde, adalar arasında
bağlantılar kanallarla ve kanalları bağlayan köprülerle sağlanıyor. Heykeller,
göz alıcı sokak lambaları, dökme demir işleriyle süslü köprüler arasında dans
eden kanallarda gezinirken şehir koca bir dejavuya dönüşüyor, birbirine
nerdeyse tıpa tıp benzeyen tarih kokan caddelerde kayboluyorsunuz.
Fontanka nehri yürüyüşüne ara
verip Yusupovsky bahçesinde biraz soluklanıyorum. Ortasında ufak bir göl olan
bu bahçe kent halkının keyifle vakit geçirdikleri bir piknik alanı.
Bahçenin az ilersinde ise Petersburg’un güzel kiliselerinden St. Nicholas’ın barok cephesi arz-ı endam ediyor. Yolun devamında ise kentin en özel mekânlarından biri var.
Bahçenin az ilersinde ise Petersburg’un güzel kiliselerinden St. Nicholas’ın barok cephesi arz-ı endam ediyor. Yolun devamında ise kentin en özel mekânlarından biri var.
Ruslar için bale sanatın öte bir
tutku, bir yaşam biçimi. İlk opera-bale salonu Büyük Katerina tarafından
kurulduğu Mariinsky Tiyatrosu Petersburg’un Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosuna bir
cevabı adeta.
Glinka’nın ‘Çar için bir
hayat’ operasıyla perdelerini açan Mariinsky’de bale izlemek kuşkusuz muhteşem bir deneyim.
Mariinsky’ın hemen karşında ise Rus
klasik müziğin temellerini atan Glinka’nın heykeli, heykelin ardında ise
Çaykoski, Prokofiev, Shostakovich gibi ünlü bestekârların mezun olduğu Rimsky-Korsakov
konservatuarı yer alıyor.
Gün batımı suya akseden bina
cepheleriyle güzelleşen kanallar arasından aşıkların meskeni arslanlı köprüyse ulaşıyorum. Tekne gezisi yapanların şen kahkahaları
kanallarda yankılanıyor. Moyka ırmağına bakan Yusupov Sarayı ise geçmişte
yaşadıklarını çevresine hatırlatırcasına mağrur ve ağırbaşlı. zira burası Rus
tarihinin ilginç kişiliklerinden birisi olan Rasputin ile anılan bir saray.
Çar'ın oğlu Aleksey hemofili
hastalığın yakalanıp iç kanamalarını doktorlar tarafından durdurulamayınca son
çare olarak mistik Grigori Rasputin saraya çağrılmış. Doğaüstü yeteneklere
sahip olduğu iddia edilen Rasputin hipnotizma kanamayı önleyince bir anda
kahraman olmuş.
Ünü artıkça siyasete de bulaşan Rasputin’in ömrü uzun sürmemiş, çarlık Rusyasında Rasputin'in ortadan kaldırılmasıyla beraber yönetimin düzeleceğine inananlar ünlü mistiği Yusupov Sarayında zehirleyip, moykanın sularına atmışlar. Bu trajik olaya sahne olan sarayın İslami mimari esintileri taşıyan moorish odası görülmeye değer.
Ünü artıkça siyasete de bulaşan Rasputin’in ömrü uzun sürmemiş, çarlık Rusyasında Rasputin'in ortadan kaldırılmasıyla beraber yönetimin düzeleceğine inananlar ünlü mistiği Yusupov Sarayında zehirleyip, moykanın sularına atmışlar. Bu trajik olaya sahne olan sarayın İslami mimari esintileri taşıyan moorish odası görülmeye değer.
Uzun bir yürüyüşün ardından blini
yemek için Bliny domik’e uğruyorum. Krep olarak bildiğiniz bu yemek Rusya’da
çok beğeniliyor. Bliny domik kırk farklı blini yapan özel bir restoran. Mönüye
bir göz attıktan sonra peynirli ve mantarlı blinileri seçip yanına bira
alıyorum. Blinileri kadar dekorasyonu da güzel. Fiyatlar da makul, yolu St
Petersburg'a düsenlere Bliny domik’e uğramalarını tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder