7 Haziran 2014 Cumartesi

Kiev izlenimleri: Kontraktova'dan Çernobil müzesine

Yokuştan inmeden sağa saptığımda kendimi büyük bir meydanın içinde buluyorum.  Meydanın ortasında bir gök kuşağı altında beraber meşale tutan iki adam Ukrayna ve Rus milletlerinin kardeşliğini simgeliyor ama gerçekte böyle bir kardeşlikten söz etmek mümkün değil. Ukrayna Rusya gibi doğal kaynaklar açısından zenginliğe sahip değil. Ukrayna’nın daha çok tarım ağırlıklı bir ekonomisi var, tarım milleti olduklarını bayraklarına da yansıtmışlar, bayraklarında mavi göğü, sarı buğdayı simgelemekte.

Ukrayna ile Rusya arasındaki problem iki ülkenin ekonomilerindeki uçurumdan çok geçmişte yaşananlara dayanıyor. Zira Rusların II. dünya savaşında Nazi işgalinde Ukraynalıları yalnız bıraktığı ve de on binlerce Ukraynalının hayatına mal olduğu düşünülürse Ukrayna’da önemli miktarda bir Rus nüfusu olmasına rağmen bu iki milletin arasının neden iyi olmadığı kolayca anlaşılır. Ukraynalılar II. dünya savaşında yaşadıkları bu trajediyi kent merkezinin dışındaki Babi Yar anıtını dikerek tüm dünyaya haykırmışlar.
Bu sene Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile anlaşmaya imza atmak yerine Rusya ile güçlü ilişkiler kurmayı tercih etmesiyle ülkede Ukraynalı-Rus gerilimi bir iç savaşa neden olacak kadar tırmandı, Rusların yoğun yaşadığı Kırım bağımsızlığını ilan etti, Rus nüfusun ağırlıklı olduğu doğu ve güney bölgelerinde çatışmalar sürüyor; umarım eski barış dolu günler en yakın zamanda gelir.
Kısa bir yürüyüşün ardından Kontraktova meydanındayım. Bu meydanda sanatsal eserlerin değil bir dönem yaşanan trajedinin gözler önüne serildiği bir müze var.  1986 yılında Kiev’in yüz elli kilometre kuzeyindeki Çernobil’de 20.  yüzyılın ilk büyük nükleer kazası oldu. Ukrayna gezim boyunca zaman zaman bıyıklı kızları gördüğümde korkunç kazanın izlerinin hâlâ silinmediği fark ediyorum.
Çernobil reaktöründen yayılan radyasyon ülkemizi de etkilemişti. Dönemin Tarım Bakanı olan politikacımızın ekranlara çıkıp ‘Rize çayında radyasyon yok, bakın ben de içiyorum’ dediğini hayal meyal hatırlar gibiyim. Kenti ziyaret edenlerden çok nükleer enerji meraklıları ve bilim adamlarının gittiği bu müze de uğramaya değer.

Hiç yorum yok: