5 Kasım 2016 Cumartesi

Eski Şehir Meydanı:Masallar kenti Prag (3/7)

Arnavut kaldırımlı, esrarengiz dar sokaklar arasından; birçok kanlı sahnenin yaşandığı sayısız siyasi iktidarın yükselişine ve çöküşüne tanıklık etmiş bir Staroměstské Náměstí’ye (Eski Şehir Meydanı) varıyorum.
 
Staroměstské Náměstí sandıkta unutulmuş yüzyıllar öncesine ait bir kartpostal gibi, meydandaki turist kalabalığı ise sanki yıllar önce oynamış bir film karesine giren yeni oyuncular. Kimisi meydandaki faytonlara binip şehri keşfe çıkarken, diğerleri Staroměstské Náměstí’nin büyüsüne kapılmış, keyifli saatler geçiriyor.
Saat başı olunca meydandaki kalabalık gözlerini Eski Belediye Sarayı’nın yanındaki Astronomik Saat’e çeviriyor zira az sonra figürlerle süslü bu saatte her bir figür sahneye çıkıp küçük bir gösteri yapacaklar. Birkaç dakika içinde gösteri başlıyor. Ölüm figürü saatine bakıp ucunda zil olan ipi çekince, çalan zille birlikte İsa ve havarileri izleyenleri selamlıyor, gösteri horozun ötüşüyle son buluyor.
On beşinci yüzyıldan kalma Astronomik Saat’in trajik bir hikâyesi de var. Kentin ileri gelenleri bu mimarî şahesere o kadar hayran olmuşlar ki;  eseri yapan ustanın gözlerine, saatin benzerini başka bir yere yapamasın diye mil çekmişler.
Birkaç adım ilerimde ise Eski Belediye Sarayı’nın bitişiğindeki Prag’ın en güzel Rönesans yapılarından Dum U Minuty yer almakta. Dum Slavca ev anlamına geliyor, mekân isimleri U ile başlıyor. Dum U Minuty’nun sgraffito süslemeleri bana Barselona Gotik semtteki Plaça del Pi meydanındaki sgraffito desenli binaları anımsattı. Meydandaki St. James kilisesi ise büyüleyici bir iç mekâna sahip.
Staroměstské Náměstí’nde sokak müzisyenlerinin çaldığı Slav ezgileri eşliğinde Tun Kilisesi’ne varıyorum. Kilisenin önündeki bir dönem kentin tarihine yön veren filozof Jan Hus’un anıtı bu meydanda yaşananlara tanıklık edercesine dimdik ayakta. Yaşamını kilisenin yozlaşmış uygulamalarıyla savaşmaya adamış Hus’u Çekler o kadar benimsemişler ki, sadece anıtını yapıp ölümsüzleştirmekle kalmamışlar, filozofun yobazlarca kazığa bağlanıp yakıldığı 6 Temmuz tarihini resmi tatil ilan etmişler.
Yüzyıllara meydan okuyan gotik şaheser Tun tek kelimeyle olağanüstü. Kilisenin göğe doğru yükselen kuleleri ardından mehtabı seyretmek bambaşka bir keyif. Tun çaprazındaki fresklerle bezenmiş barok St. Nicholas kilisesi görülmeye değer diğer bir güzellik.

Hiç yorum yok: