2 Nisan 2013 Salı

Barri Gotik'ten Port Olimpic'e- Akdeniz’in incisi Barselona (2/5)

Barri Gotik'ten Port Olimpic'e
               Sıradaki durağım ise La Rambla ile Via Laietana caddeleri arasındaki Barri Gotik. La Rambla’dan Plaça Reial’e sapıp Gotik semte varıyorum. Gotik semtin tarih kokan sokaklarında dolaşırken kentin idari merkezi Plaça Sant Jaume’ye ulaşıyorum.
              Gotik semtin her noktasından Plaça del Rei’nin Rönesans kulesi fark ediliyor, Plaça del Pi meydanındaki sgraffito desenli binalar ve Santa Maria del Pi kilisesin gül pencereleri bu Ortaçağ semtinin görülmeye değer yerlerinden sadece birkaçı. Az ilerde ise devasa La Seu Katedrali arz-ı endam ediyor. Vizigot kilisesi yerine yapılan katedralin inşası 600 sene sürmüş, turistlerin uğrak yeri olan mekânın ambiyansı olağanüstü.               
  
          Aniden bardaktan boşalırcasına yağmur bastırıyor ama sokaktakiler kendilerini kentin büyüsüne kaptırmış, bu bahar yağmuruna kimse aldırmıyor. Aynı yönde devam ettip La Ribera'ya gidiyorum. Romantik bir atmosferi olan bu semtte iki önemli yapı var. Santa Maria del Mar akustiği mukemmel bir gotik kilise. Paris’ten sonra en büyük Picasso koleksiyonunu barındıran, sanatçının erken dönem eserlerinin bulduğu Museu Picasso da sanatseverlerin es geçmemesi gereken bir adres.
       
 
             Barselona’da Via Laietana’nın  hemen bitişiğindeki  Palau de la Música Catalana sanki binbir gece masallarındaki hikâyelerden birinden çıkmışcasına karşımda yükseliyor. Barselona’ya imzasını atan üç mimardan biri olan Montamer’in eseri; vitraylı olağanüstü tavana sahip bu konser sarayına girmenin en iyi yolu burada bir konser bileti almak. Eğer o kadar vaktim yok diyorsanız, la Musica Catalana’da rehberli turun ardından girişindeki cafe’de soluklanabilirsiniz.        
              Palau de la Musica Catalana’dan ayrılırken yağmurlu hava kendini ılık bir güneşe teslim ediyor. Arc de Triomf ‘un altından geçip sahile doğru ilerliyorum. Çevredeki hostellerde kalan turistler açan havayı fırsat bilip güneşe sığınırcasına şehrin en güzel parkı Parc de la Ciutadella’ya akın etmişler. Parka girer girmez V. Felipe İspanya Vesaret savaşları sonrası yaptırdığı Castell dels Tres Dragons kalesi tüm heybetiyle ziyaretçileri selamlıyor.             
             
Kalenin az ilerisinde gözalıcı La Cascada çeşmesi yer alıyor. Roma’daki Trevi çeşmesinden esinlenerek barok tarzda inşa edilen çeşmenin ambiyansı tek kelime ile muhteşem. La Cascada’nın şelalesinden akan suların tınısı göçmen kuşların seslerine karşınca parktakilerin gönlü huzurla doluyor. Parc de la Ciutadella banklarında bir süre dinlendikten sonra parkın içindeki dünya fuarı için dizayn edilmiş günümüzde Katalan Meclisi ve Jeoloji müzesini barındıran binaların önünden geçerek sahile ulaşıyorum.

            Port Vell’e dünyanın dört bir yanından gelen yatlar limana demir atmışlar. Ahşap köprünün karşısında Maremagnum alışveriş merkezi ve Avrupa’nın en büyük akvaryumlarından L'aquarium var. Maremagnum ülkemiz AVM’lerine kıyasla çok küçük; anlaşılan Barselona'da AVM’ler bizdekiler gibi yaşam alanları değil. Az ilerdeki Barceloneta semti ise balıkçıları ile ünlü; sahil boyu sıralanmış restoranlarda fiyatlar biraz cep yakar cinsten.
           Sahilden  teleferik ile Montjuic’e gitmek mümkün. Tarih meraklıları için Denizcilik Müzesi’ndeki İnebahtı savaşında Osmanlı’yı yenen komutan Don Juan’ı taşıyan geminin birebir ölçekteki modeli ilgi çekici olabilir. Palmiye ağaçlarının yol boyu dizildiği  Barselona’nın sahil şeridini arşınlarken kendimi İzmir kordonda hissediyorum. Roy Lichtenstein Pop Art heykeli Barcelona Head’ı selamlayıp sola sapınca ahşap yürüyüş yolların yerini alabildiğince  kumsalların uzandığı bir sahil şeridine bırakıyor.
Barselona çok renkli bir şehir, bir semtinde hayranlık uyandıran Modernisme binaları dolaşırken başka bir bölgesinde güneşin keyfini çıkarabiliyorsunuz. Gece hayatının da yıldızı Barselona; Diktatör Franco döneminde senelerce uygulanan akşamları sokağa çıkma yasağına inat günümüzde artık kent uyumuyor. Port Olimpic’teki Cat Walk gibi kulüplerde gençler  günün ilk ışıklarına kadar eğleniyorlar.



Hiç yorum yok: